27 Şubat 2015 Cuma

Buick 8-Stephen King


Herkese merhaba. :) Bildiğiniz üzere bu aralar Ateş serisini okuyordum. Serinin son kitabı kalmıştı sadece. Gölge Ateşi'ne de başladım. Hatta 200 sayfa falan okudum. Ancak bırakmak zorunda kaldım. Nedeni kitabın kötü olması değil, çok güzel devam ediyor. Kitapta sevmediğim bir şey oldu. Sinirden bırakmak zorunda kaldım. Sinirim geçtiği zaman okumaya devam edeceğim. İşte bunları yaşarken birden King okumak aklıma geldi. Nasıl özlemişim anlatamam. Yıllardır ayrı kalmışız gibi hissettim kendimi.

Buick 8 beklediğimden  çok farklı çıktı. Konusu hakkında hiçbir fikrim olmadığı için şaşırttı beni. Arabalı bir kitap olunca konuşabilen bir araba bekliyor insan. Sahibine kötü fikirler aşılayıp uçuk şeyler yaptıracağını sanıyordum. Ona buna çarpıp kötü adam gülüşüyle sokaklarda dolaşan bir Buick 8 bekliyordum. Alakası yokmuş. Kitabın çok daha gizemli bir havası var.

Babası öldükten sonra polis merkezinde daha fazla vakit geçiren çocuğun hikayesiyle başlıyor bu kitap. Merkezde çocuğa karşı bir acıma duygusu yok diyemeyiz. Sonuçta yıllardır birlikte çalışan bir ekip var orada ve ekibin çok büyük bir sırları var. Gelişen olaylar doğrultsunda bu sırrı Curt'un oğlu Ned'e anlatmaya başlıyorlar. Kitap Şimdiki Zaman ve O zaman adlı iki farklı zaman diliminde geçiyor. O Zaman adlı bölümlerde Buick 8'in bulunması ve gelişen olaylar anlatılıyor. Şimdiki Zaman'da şimdiki zamanı anlatıyor. :)

Kitabın ağır bir havası var. Neredeyse tek bir mekanda gerçekleşiyor bütün olaylar. Ağır olmasının diğer bir nedeni ise Sandy'in bölümlerinin çok fazla olması. Hatta başlarda sürekli Sandy bölümleri var. Kitap boyunca hiç sevemedim bu adamı. Kendi korkaklığı sonucu oluşan tepkileri kendisinden soğumama neden oldu. Üç yüzlerden sonra ise kitap inanılmaz akıcı oluyor. Farklı anlatıcıların olaya dahil olması, Buick 8 ile ilgili olayların tavan yapması o bölümlerin daha akıcı olmasını sağladı. Kitabın sonu da güzeldi. Tabi biraz daha konunun açılmasını isterdim ama King'in öyle bir şey yapmayacağını biliyordum. Ömür boyu merak içinde yaşayacağım artık. Ciddi anlamda bir sır oldu Buick 8.

Artık King kitapları okurken bazı şeylerin farkına vardım. King tarz olarak çok ters bir şey uyguluyor. Hani normal bir kitapta iyi ve kötü vardır ama yazar hep iyinin tarafını tutar. İyi taraf kötü tarafı yok ederek bütün dünyayı o beladan kurtarır. Ancak King'de o kurtulmuşluk hissini yaşayamıyorsunuz. Yok edilmiş olsun ya da olmasın o kötü sadece o bölgeye özgü sanki. Sen kendi bölgendeki kötüyü yok ediyorsun ama başka bir yerde hala o kötü şey var. O şeyi yok edince her şey bitmiyor. Tam anlatamadım ama siz anlayın işte. :)

Hiç alakası olmasa da kitabı Göz'e benzettim. Konu olarak çok farklı olsalar da anlatım olarak ara ara Göz'ü okuyormuş gibi hissettim. King kitapları sonundaki Yazarın Notu bölümleri ayrı bir güzel oluyor. Tamam kitabı da King yazıyor ama o bölümlerde direk kendisi olarak yazıyor, başka bir karaktere bürünmüyor. Neyse bu kadar yazdığım yeter. Hepinize iyi günler diliyorum ve yazımı King'in sözleriyle bitiriyorum.

Beni asıl rahatsız eden, o sırıtan ızgara. Sanki birini kapmaya hazırmış gibi görünüyor, değil mi? Belki beni. Belki de seni, sevgili Sadık Okuyucu'm.
Belki de seni.

1 yorum:

  1. Gerisinide biz okuyup, görelim paylaşım için teşekkürler :)) Bloğunu takibe aldım. Bana da uğrarsan çok sevinirim. www.makyajdunyam.com

    YanıtlaSil